“…İçinde aşk kızartılan
fritöz değil.. flörtöz…
Finlandiyalı seksi bilişim
öğrencilerinden biri bana bu adı taktı. Nereden mi tanıyorum onu, tabi ki sanal
alemden. Flört etmek benim hobim, hayır hayır ben yengeç burcu değilim ruhum flörtöz…”
Paylaşım sitelerinden
birinde var olmakla oldukça ilginç mesajlar alıyorum. Bu mesajlardan biri de
yukarıda yazdığım paragraf, tabi ki mesajın başı ve devamı da var… İletişim
araçlarının hızla yaygınlaşıp ulaşılabilirliğinin en yüksek noktada olduğu
zamanların içinden geçiyoruz. İnsanın hayatına hissettirmeden sızıveren bu
araçlar, yaşam biçimlerini ve hatta güdülerini de belirler hale geldi. Kahve
sohbetlerinin yerini, çetleşmeler, mektuplaşmaların yerini çoktan elektronik
haberleşmeler, mahalle kahvelerinin yerini, sanal okeyler,… aldı. Bu yer
değiştiriş, daha önceki yaşam biçimlerinde var olan açık iletişimin başkalarını
rahatsız kılan frenlenmiş yönlerini açığa çıkardı. Nasıl olsa arada ekran vardı
ve nasıl olsa farklı bir kişiliğe ve kimliğe bürünmek mümkündü, ekran onu
kınamaz, ayıplamaz, küçük düşürmez, egosunu kırmaz,…dı…
Hal böyle olunca insanız ya
mayamız da çamur, flörtöz olup egomuzu cilalamanın da bir sakıncası yoktu.
Erişebildiğimiz her alanda herkese mavi boncuk yok yok flört dağıtır, ve onlardan
gelen enerjilerle egomuzu cilalayabilirdik. Hatta arada bazı duraklarda durup
kendimizi şarj ettiğimiz de olurdu, yeniden flörtlerimize devam edebilirdik.
Karşı tarafın ya da karşı cinsin duygulanım durumu, ya da duygu aralığı bizi
pek bağlamaz; o bekleyedursun aylarca yıllarca “bana ne zaman açılacak diye”
biz o esnada kim bilir kimlerle flörtlerimize devam ediyor olurduk… Tabii
unutmamamız gereken tek şey flört ettiğimiz her kişiye göre ilgisini
çekebilecek bir kişiliğe bürünmek, hobilerimizi, fantezilerimizi, sevdiğimiz
şeyleri, beğenilerimizi belirlemek, değiştirmek…
Tohumları rüzgara savurmak
tamam da, sulamadan, çapalamadan, gübrelemeden hasat olur mu bilemem. Flört
ederek insanlığı geliştirecek bir sanat ya da bilim eseri filan üretilecekse
ona amenna ( ne bileyim, “benim 2500 kadınım” adlı filan bir kitap yazacaktır
belki flörtöz). Alan memnun satan memnunsa da amenna, karşı cinsle ilişkilerini
sıcak bir zeminde oluşturmayı beceremiyorsa ona da amenna… Ancak iş
başkalarının duygularıyla oynamaya gelince ona amin diyemeyeceğim üzgünüm
flörtöz.
Bizim gibi toplumlarda bir
de şu var ki; kadın flörtöz ise kadın kaşardır, güvenilmezdir, aşağılıktır
filan da erkek anlı şanlıdır. Hizaya gelelim flörtözüm bu da başka bir yazının
konusu.
Az ilerideki parkı çıplak
kadın ölüleri basmış haber vereyim dedim flörtöz !